Kanada, 15 milyar dolarlık ithalatıyla Türk ihracatçıya göz kırpıyor

Ö. Abdullah ÖZDEMİR – Mersin Ticaret Borsası Başkanı ve Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı

Dünya genelinde yaşanan koronavirüs salgını tarım ve gıda sektörünün stratejik önemini açık bir şekilde ortaya koydu. Bu sürecin en fazla ön plana çıkardığı ürün gruplarından biri ise anavatanı Anadolu olan bakliyat oldu. Sağlıklı, besin değeri yüksek, ekonomik ve bozulmadan uzun süre muhafaza edilebilme özellikleri ile son aylarda bakliyat ürünlerine olan talep dünya genelinde önemli ölçüde artış gösterdi.

Ülkemiz ise önemli derecede artan iç talebi karşıladığı gibi, AKİB verilerine göre 2020 yılının ilk beş aylık döneminde bakliyat ihracatını bir önceki yıla kıyasla yüzde 38 (173 milyon dolar) artırdı. Fakat bu ihracatın önemli bir bölümünü Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yurt dışından getirilerek ihraç edilen kırmızı mercimek oluşturdu.

Türkiye, içinden geçtiğimiz bu süreçte bakliyat açısından sadece nohutta kendine yeterli konumda. Kuru fasulye ve mercimek gibi ürünlerde ise açığımızı ithalat yolu ile telafi ediyoruz. Bu doğrultuda öncelikli hedefimizin tüm bakliyat ürünlerinde ilk etapta kendi kendine yeten ve ardından net ihracatçı olmamızı sağlayacak üretim hacmine en kısa zamanda ulaşılması olduğu kanısındayım.

Üretimi artırmak ise ya ekim alanlarını ya da birim alan verimini artırmaktan geçiyor. Oysa son 20 yılda ülkemizde toplam ekili alanlarda yüzde 15’lik bir azalma söz konusu. Dolayısıyla mevcut durumda ekim alanlarının artırılması için nadas alanlarının devreye alınması gerekiyor. Bu nedenle, odaklanılması gereken öncelikli alanın birim alan verimliliğinin artırılması olduğunu düşünüyorum.

Örneğin, şuan nohut dış ticaretinde rekabet içerisinde olduğumuz Kanada nohudu ülkemize kıyasla yüzde 45 ve Amerika yüzde 40 daha yüksek verimde üretiyor. Diğer yandan, son 30 yılda ülkemiz mercimekte üretim verimliliğini 1.2 kat seviyesinde artırırken, bu oran Kanada için 3.2 ve Avustralya için 2.2 kat düzeyinde.

Verimlilik artışı sertifikalı tohumdan geçiyor     

Bu ülkeler karşısında rekabet gücümüzün artırılmasının yolunun sertifikalı tohum üretiminin artırılması ve kullanımının yaygınlaştırılması olduğu kanaatindeyim. Oysa ülkemizde sertifikalı tohum üretim desteği son 10 yıldır, kullanım desteği ise son 4 yıldır aynı seviyede bulunuyor. Bakanlığımızdan beklentimiz bu desteklerin yeniden ele alınarak arzu edilen seviyelere ulaşılana kadar artarak devam etmesi ve özel sektörün bu konuda daha fazla teşvik edilmesi.

Ayrıca bu sorunun çözümünde Bakanlığımıza bağlı TİGEM ve Tarım Kredi Kooperatifleri önemli bir rol oynayabilir. Tohum üretimi konusunda TİGEM özel tohumculuk şirketleri ile iş birliği içerisinde sözleşmeli tohum üretimi yapabilir. Tohum dağıtımı konusunda ise geniş bir satış ağına sahip olan Tarım Kredi Kooperatifleri devrede olabilir. Sertifikalı tohum üretiminin hedeflenen seviyelere ulaşmasının ardından, sertifikalı tohum kullanmayanlara devlet desteği verilmemesinin yararlı olacağını düşünüyorum.

Bakanlığımız 2016 yılında böyle bir uygulamayı 2018 yılında başlayacak şekilde öngörmüş ancak sertifikalı tohum miktarı yeterli seviyelerde bulunmadığından bu uygulama rafa kaldırılmıştı. Dolayısıyla, bu temele dayanan bir destekleme politikasının doğru bir şekilde kurgulandığı taktirde faydalı olacağı kanısındayım.

Belirlenen yol haritası istikrarlı bir şekilde uygulanmalı

Bakanlığımız özellikle son 5 yılda bakliyata verdiği önemi oldukça artırdı. 2019 yılının aralık ayında ise bakliyatı özel ürün olarak ilan ederek önümüzdeki yıllar için uygulanması planlanan yol haritasını belirledi. Belirlenen bu yol haritası içerisinde sertifikalı tohum üretiminin artması ve kullanımın yaygınlaştırılması hedefinin daha güçlü bir şekilde yer alması gerektiğini düşünüyorum.

80’li yıllarda olduğu gibi sektörümüzün yeniden altın çağını yaşaması, belirlenen bu politikaların başarılı, istikrarlı ve dirayetli bir şekilde uygulanmasına bağlı. Böylece ülkemiz, gelecekte hem üretim hem de ihracat yönüyle sektörün hâkimi ülkeler arasında yeniden yer alabilir.

Tohumculuk şirketimiz 11 şehirde faaliyetlerini genişleterek sürdürüyor

Bakliyat sektörüne ve üyelerimize hizmet amacıyla herhangi bir getiri kaygısı olmadan Mersin Ticaret Borsası olarak 2015 yılında tohumculuk şirketi kurduk. Şirketimiz Türkiye’nin farklı bölgelerinde kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek ve barbunyada ıslah, geliştirme ve üretim hizmetlerini her yıl daha da genişleterek tüm hızıyla sürdürüyor. Ülkemizde baklagilde özel sektör tohumculuk şirketlerince üretilen toplam 21 çeşit tohumun 8 tanesi şirketimize ait. Ayrıca yapılan yeni çeşit geliştirme ve ıslah çalışmaları sonucunda 2 yeni çeşit daha geliştirilerek tescili için Bakanlığa başvuru yapıldı. 2015 yılında 4 ton/yıl ile başlayan sertifikalı tohum üretimi 2019 sezonunda 45 kat artarak 180 ton/yıl düzeyine ulaştı. Sertifikalı tohum üretimi ve ıslah çalışmalarında lokasyon sayısı da yıldan yıla artıyor. Üretim ile ilgili olarak Konya, Karaman, Niğde, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Bitlis, Yozgat ve Ankara illerinde çalışmalarımız sürüyor. Yeni çeşit geliştirmek amacıyla gerçekleştirilen ıslah faaliyetlerimiz ise Eskişehir, Konya ve Karaman illerinde devam ediyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*